Sarı Saltug Türbesi Melikahmet, Melik Ahmet Cd., 21300 Sur/Diyarbakır

Sarı Saltug Türbesi





23 Yorumlar




Sarı Saltug Türbesi Melikahmet, Melik Ahmet Cd., 21300 Sur/Diyarbakır




İşletme Hakkında

|

İletişim

Web Sitesi
Bizi Arayın
Melikahmet, Melik Ahmet Cd., 21300 Sur/Diyarbakır

Saatler

Özellikler

  • Tekerlekli sandalyeye uygun giriş
  • Gerçek mekanda hizmet
  • Randevu gerekli
  • Çocuklar için uygun
  • Online ders




Önerilen Yorumlar

Fahrettin çiftçi
07.10.2023
Sarı Saltug Türbesi
Urfa Kapı’da bulunan Gülşeniler Tekkesinde metfundur. Türbede Sarı Saltukla birlikte Gülşen-i Alizade ve Hacı Salih Hafız Efendi de yatmaktadır. Rivayetlere göre Sarı Saltuk gezgin bir evliyadır. Gazalara da katılmıştır. İnanışa göre Diyarbakır da yaptığı bir savaş sırasında şehit düşmüş ve türbenin olduğu yere gömülmüştür.Sarı Saltukla ilgili çeşitli menakıblar ve rivayetler mevcuddur. Şüphesiz bu konudaki en önemli kaynak Sarı Saltuk’un hayatını konu alan Saltuk- name adlı eserdir. Ebulhayr-ı Rumi adındaki bir yazar Cem Sultan’ın emri üzerine Anadolu ve Rumeli’yi adım adım dolaşarak Sarı Saltuk’a ait menkıbeleri toplamış ve üç ciltlik bir eser haline getirmiştir. Eser tahminen 1480 yılında tamamlanmıştır. Saltuk-name’ye göre Sarı Saltuk’un asıl adı Şerif Hızır, babasının adı Seyyid Hasan dır.16 . yy da inşa edilen türbe hem içten hem de dıştan sekizgen planlıdır. Türbenin dışı siyah ve beyaz renkte taş kullanılarak örülmüş ve kabartma yazılar kullanılarak hareketlendirilmiştir. İç mekanı da dış mekanı gibi taş süslemelerle vurgulanmıştır. Yazı sanatının en güzel örnekleri mak’ili ve sülüs hatlı yazıların yoğun olarak kullanıldığı görülmeye değer bir türbedir.
DTR
06.10.2023
Sarı Saltug Türbesi
Sarı Saltuk, Anadolu ve Rumeli’nin fethi, Türkleşmesi ve İslamlaşması sırasında önemli rol oynayarak efsaneleşen bir halk kahramanıdır. Kesme taştan yapılan sekiz köşeli bir yapı olan türbe, içeriden bir kubbe, dışarıdan da yüksek bir kasnak üstünde piramit biçimi çatıyla örtülüdür. Türbe, dört bir yanı duvarla çevrili külliyenin içindedir. Külliyede halen ibadete açık bir mescit bulunmaktadır. Halk, türbede yatan kişiyi Sarı Saltuk, Sarı Sadık, Seyyar Saltuk gibi adlarla anmaktadır. Rivayete göre Sarı Saltuk ölümü yaklaştığında adamlarına şöyle bir vasiyette bulunmuştur: Ben öldüğüm zaman yedi tabut hazırlayacaksınız. Bu tabutlardan birinde ben olacağım
Halil Kayra
05.10.2023
Sarı Saltug Türbesi
Urfa Kapı'dan girdiğinizde sizi karşılayan ilk tarihi eserdir. Orada namaz kılıp dua edebilirsiniz.Dema ku hûn ji Deriyê Rihayê" têkevinê
Yasin Arslan
05.10.2023
Sarı Saltug Türbesi
Tarihi bir yer minik bir türbe huşu ile ibadet ettiğimiz yerlerden biri imam ve müezzinde idare eder fena değil
Zafer Mercan
03.10.2023
Sarı Saltug Türbesi
Serin su akan çeşmesi var çok güzel
canan avcı
27.08.2023
Sarı Saltug Türbesi
Çok iyi bir yer
Mazıdağlıyız
12.08.2023
Sarı Saltug Türbesi
Urfa Kapı’da bulunan Gülşeniler Tekkesinde metfundur. Türbede Sarı Saltukla birlikte Gülşen-i Alizade ve Hacı Salih Hafız Efendi de yatmaktadır. Rivayetlere göre Sarı Saltuk gezgin bir evliyadır. Gazalara da katılmıştır. İnanışa göre Diyarbakır da yaptığı bir savaş sırasında şehit düşmüş ve türbenin olduğu yere gömülmüştür.
M. R. POLAT
24.07.2023
Sarı Saltug Türbesi
Yazıcıoğlu Ali’nin Oğuznâme’sine göre 660’ta (1261-62) Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykâvus, Moğollar’ca desteklenen kardeşi Rükneddin Kılıcarslan’a yenilip beraberindeki Türkmenler’le birlikte İstanbul’a İmparator VIII. Mikhail Palaiologos’a sığınmış, imparator kendisine Dobruca’da yer gösterince beraberindeki Türkmenler’le Rumeli’ye geçerek buraya yerleşmiştir. Yazıcıoğlu, hıristiyan-Türk hükümdarı Dobrotiç’ten sonra (1354-1386) bu yeri Dobruca olarak anan ilk tarihçidir. Dobruca’da iki kasabada otuz kırk obalık bir nüfus oluşturan bu Türk gruplarına Sarı Saltuk liderlik yapmış, ancak Bulgar beylerinin bölgede güç kazanmasıyla birlikte (1304) bunlar Batı Anadolu’ya geçerek Karesi’ye yerleşmiştir. Bir diğer rivayete göre İzzeddin Keykâvus bir ara Enez’de hapse düşmüş, Kırım Hanı Berke tarafından kurtarılarak beraberindeki Türkmenler’le Kırım’a götürülmüş ve bir müddet Kefe’de yaşamıştır. Sarı Saltuk’un da içinde bulunduğu bu Türkmen topluluğu İzzeddin Keykâvus’un 677’de (1278-79) vefatı ve hâmileri Berke Han’ın ölümünden sonra tekrar Dobruca’ya dönmüştür. Sarı Saltuk burada 1293 yılına kadar yaşamış ve ölümünün ardından Babadağı’ndaki zâviyeye gömülmüştür. Yazıcıoğlu’na göre Dobruca halkı Sarı Saltuk’un vefatından sonra dinleri dahil bütün kimliklerini kaybetmiştir. Bunlar kendilerini Dobruca’ya yollayan İzzeddin Keykâvus’un isminden dolayı Gagavuz adını alan topluluk olup halen bir kısmı Dobruca’da, Varna’nın kuzeyindeki bazı köylerde ve daha çok Moldova Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır.Tarihî kaynaklara göre Sarı Saltuk, Dobruca’ya yerleşmesinden vefatına kadar irşad faaliyetlerini sürdürmek amacıyla çeşitli tekke ve zâviyeler açmıştır. Dobruca’daki Sarı Saltuk, Kaligra’daki Sultan (Yılan) Tekkesi, kendisinin bizzat açtığı ve faaliyette bulunduğu tekkeler olarak bilinmektedir. Sarı Saltuk’un adına ölümünden sonra açılan tekkeler Babaeski’deki Eski Baba Tekkesi ile Kütahya Şeyhlü’deki Sarı Selcük Tekkesi’dir. Sarı Saltuk uğradığı yerlerde önemli hizmetlerde bulunduğundan adına makam-türbeler oluşturulmuştur. Saltuknâme’ye göre başlıcaları Kaliakra (Bulgaristan), Babadağı (Romanya), Blagay (Hersek), Ohri (Makedonya), Kruya (Akçahisar/Arnavutluk), Rumelifeneri (İstanbul), Babaeski (Edirne), Bor (Niğde), Diyarbakır, Tunceli ve İznik gibi merkezlerde olmak üzere Sarı Saltuk’un pek çok türbesi bulunmaktadır.Babadağı’ndaki zâviye 1484’te II. Bayezid’in emriyle külliyeye dönüştürülmüş ve etrafında yeni bir şehir olarak Babadağı kurulmuştur. Buradaki zâviye XVIII ve XIX. yüzyıllardaki Rus istilâlarında yok olmuş, 1828’den sonra yaptırılan tek kubbeli basit türbe binası zaman zaman onarılarak korunmuş, son olarak Türk iş adamları tarafından restore ettirilip 26 Ekim 2007’de ziyarete açılmıştır. Önceleri hıristiyanların da ziyaret ettiği türbe halen hem ziyaretgâh hem önemli tarihî bir mekân olarak korunmaktadır. Kaliakra’da Sarı Saltuk’a ait bir zâviyenin varlığı, XVI ve XVII. yüzyıl kaynaklarında temellükâtı ve dervişlerinin isimleri zikredilmek suretiyle belirtilmektedir. Kaynaklar o dönemde Sarı Saltuk’un hâtırasının yaşadığını gösterse de zâviye bugün mevcut değildir. Kruya, Ohri ve Blagay’da bulunan türbeleri yanı başlarındaki yapılarla hâlâ birer ziyaretgâhtır. Arnavutluk’un Kruya kasabasındaki (Akçahisar) Sarısaltuk tepesinde bir mağaranın içinde basamaklarla inilen tekkedeki türbe 975’te (1567-68) veya daha geç yapılmış olmalıdır. Ohri’de Sveti (Aziz) Naum Manastırı’ndaki şapelde yer alan türbe hıristiyanların Slav asıllı hıristiyan bir azize, müslümanların ise Sarı Saltuk’a ait kabul ettikleri bir yerdir. Türkiye sınırları içinde de birçok yerde Sarı Saltuk türbeleri vardır. Bunlardan Tunceli Hozat’ta aynı adla anılan tepedeki türbe Alevîler için önemli bir ziyaretgâhtır. Diyarbakır’da şehrin merkezinde Gülşenîler Tekkesi diye bilinen tarihî yapılar arasında ona ait bir türbe mevcuttur. İstanbul’da Rumelifeneri binası içindeki sanduka ve kitâbeli kabrin de Sarı Saltuk’a ait olduğuna inanılmaktadır.
Mahmut Usal
22.07.2023
Sarı Saltug Türbesi
Diyarbakır şehir merkezindeki Urfa Kapısı yakınlarında Gülşeniler Tekkesi olarak adlandırılan tarihî yapılar arasında Sarı Saltuk?un bir türbesi de bulunmaktadır. Kesme taştan yapılan sekiz köşeli bir yapı olan türbe, içeriden bir kubbe, dışarıdan da yüksek bir kasnak üstünde piramit biçimi çatıyla örtülüdür. Türbe, dört bir yanı duvarla çevrili külliyenin içindedir. Külliyede halen ibadete açık bir mescit bulunmaktadır. Türbe, girişin hemen sağındadır. Türbenin eskiden iki pencereli olduğu anlaşılıyor. Sonradan bu pencerelerden biri örülerek iptal edilmiştir. Mescidin yanında ayrıca iki de mezar bulunmaktadır. Halk, türbede yatan kişiyi Sarı Saltuk, Sarı Sadık, Seyyar Saltuk gibi adlarla anmaktadır. Sarı Sadık Camii imamı Sadık Özbağlar?ın anlattığına göre türbede gömülü olan kişi alplar döneminde yaşamış bir alp-eren olan Sarı Saltuk?tur. Ölümü yaklaştığında adamlarına şöyle bir vasiyette bulunmuştur: «Ben öldüğüm zaman yedi tabut hazırlayacaksınız. Bu tabutlardan birinde ben olacağım, altısı ise boş olacak. Boş olanları küffar diyarlarına gömeceksiniz. Tabutumun bulunduğu ülkeleri Türkler küffardan alacak. Halk arasında yaşayan başka rivayetler de vardır. Bu rivayetlerden birine göre Sarı Saltuk gezgin bir evliyadır. Gazalara da katılmıştır. İnanışa göre Diyarbakır?da yaptığı bir savaş sırasında şehit düşmüş ve türbenin olduğu yere gömülmüştür Türbenin halk inanışlarında önemli bir yeri vardır. Cuma akşamları (perşembeyi cumaya bağlayan akşam) türbeyi yalın ayakla ziyaret eden kadınlar can u gönülden bir dilekte bulunurlarsa bu dileklerinin yerine geleceğine inanmaktadırlar. Sıkıntıya düşen bir kimse Sarı Saltuk?un adını üç defa anarak yardım isterse, hemen imdada yetişeceğine inanılır Birinden kötülük gören kişinin türbeye gelerek kendisine kötülük yapana kılıç çalması için duada bulunduğu da oluyormuş. Hastası olan, kocası işsiz olan, evlenmemiş kızı bulunan kadınlar türbeye gelip dertlerine deva bulmağa çalışırlar, türbeye mum dikerler Sarı Sadık Camii imamı, kadınların türbeye mum dikmesinin dinimizce uygun bir iş olmadığını söylüyor, ancak buna mani olamadıklarını belirtiyor. Sarı Saltuk?u rüyasında görenler gelip adakta bulunurlarmış. Dilekleri gerçekleştiği takdirde türbede horoz, koyun, keçi gibi hayvanları adak olarak keserlermiş. Çevredeki cami ve binaların duvarlarını sarmaşıkların sarmasına, hatta tamamen kaplamasına rağmen Sarı Saltuk türbesini yıllardır hiçbir sarmaşığın sarmaması da Sarı Saltuk?un manevî gücüne bağlanmaktadır.

Yorum Ekle

Harita

Melikahmet, Melik Ahmet Cd., 21300 Sur/Diyarbakır
Sarı Saltug Türbesi