Aziz Mahmud Camii ve Türbesi

İstanbul'umuzun manevi koruyucularından Aziz Mahmud Hudai Hz. (K.S.) lerinin ebedi istirahatgahı. İstanbul'daysanız yada İstanbul'a gezmeye geldiyseniz muhakkak uğramalısınız. Üsküdar da merkezi bir konumda. Her daim kalabalık. Her yerden karşınıza kediler çıkabilir. Böylesine manevi bir ortamda namaz kılmak ve dua edebilmek apayrı bir huzur veriyor insana.

Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri’nin DuasıAziz Mahmut Hüdâyî Hazretlerinin vefatından önce yaptığı şu dua münasebetiyle türbesi, İstanbulluların en sık ziyaret ettiği mekânlardan biri olmuştur: “Ya Rabbi! Kıyamete kadar bizim yolumuzda bulunanlar, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip Fatiha okuyanlar bizimdir. Bize mensup olanlar denizde boğulmasınlar, ahir ömürlerinde fakirlik görmesinler, imanlarını kurtarmadıkça ölmesinler, öleceklerini bilsinler ve haber versinler ve de ölümleri denizde boğularak olmasın.”

Kendisi boğazın koruyucu manevi kişiliğinden birisi olup türbesi oldukça maneviyat yüklüdür. Kendisinin bir duası şöyledir : kabrimi ziyaret edenler zorluk görmesin, suda boğulmasın, ateşte yanmasın...

Türbenin üst tarafında bulunan Aziz Mahmut Hüdayi Camii, Osmanlı’nın son döneminden kalma bir eser. 1850 yılında Üsküdar Çarşısı’nda çıkan yangın sonrasında dergah büyük oranda zarar görmüş. Bunun üzerine Sultan Abdülmecid tarafından dergah ve Aziz Mahmut Hüdayi Camii yeni baştan inşa edilmiş.Caminin ikinci inşası, yapıların ilk hali hesaba katılmadan, Aziz Mahmut Hüdayi’nin yaşadığı döneme tamamen zıt bir şekilde 19. yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan ampir üslubuna göre yapılmış.Cami giriş kapısının üzerinde Sultan Abdülmecid‘in tuğrasının yer aldığı bir kitabe bulunuyor. Giriş kapısının sağında yer alan ve daha küçük olan diğer kapı, daha çok tekke sakinlerinin kullanımına tahsis edilmiş. Bu kapının üzerinde ise Aziz Mahmud Hüdayi’ye ithaf edilmiş bir beyit bulunuyor.Hünkar mahfili girişi külliyenin içinden geçen sokağın diğer tarafında kalmıştır. Ahşap kaplamaya sahip olan ve Hünkar Kasırlarında rastlanan örneklere benzeyen girişin üst katı, iki çift ahşap sütunun yardımı ile sokağı köprü gibi geçerek camiye bağlanıyor.

Cami külliyesinde bulunan Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’nda kurbanımızı kestik. Çok güzel bir organizasyon, çok temiz bir ortam. Her şey çok iyi planlanmış ve her safhada ilgili arkadaşlar işlerini en iyi şekilde yapıyorlar. Kurban kesim yerinde nezaketle hizmet ediyorlar ve bir yandan da yemek, çay ve su ikramı aksamadan devam ediyor. Başından sonuna kadar bu hizmeti kuran, planlayan, yürüten, destek veren herkese çok teşekkürler. Allah razı olsun hepinizden.

Sultanlara sultanlık eden sultan..İstanbul'un güzide semti Üsküdar'da mefdun zatı muhterem.. Marmaraya yakın mesafede olup mutlaka ziyaret edip istifade edilmesi gereken bereketli zatlardan..1628 vefat etmiştir. Cüneydi Bağdadi hz.lerinin soyundan geldiği bilinmektedir. Üftade hzlerinin kıymetli talebesi

Çok kalabalık. Kısa süreli alabiliyorsunuz. Çok yokuş diyorlar ama bence değil. Belki genç olduğum için öyle geldi bana. Manevi huzur hissediyorsunuz. Umarım dualarımız hayırlısı ise kabul olur. Hoca vakit namazını çok yavaş kıldırıyor. Caminin bölgesinde başka bir yer daha yapılmış namaz kılmak için. Camii dolduğu için orada kılabildim fakat seccade, başörtü ve etek yoktu.

Aziz Mahmud Hüdayi manevi bir işaretle Trakya'ya gitti.Bir müddet sonra da Şeyhülislâm Hoca Sadettin Efendi vasıtasıyla İstanbul'a geldi. Küçük Ayasofya Camii tekkesinde hocalık yapmaya başladı. Bu arada Fatih Camii'nde, talebelere, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri verdi. Burada kaldığı müddet içinde, ilim ve devlet adamlarına kadar uzanan geniş bir çevre edindi. Bu arada, Üsküdar'da kendi dergâhının bulunduğu yeri satın aldı. Buraya dergâhını inşa eyledi. Dergâhında yüzlerce talebenin yetişmesi için çok uğraştı. Kısa zamanda namı her tarafta duyuldu. Akın akın talebeler dergâhına koştular. Hasta kalblerine şifa olan sohbetlerine kavuştular. Onun feyz ve bereketleri ile mârifetullaha kavuştular. Dergâh, en fakirinden en zenginine ve en üst kademedeki devlet ricâline kadar her tabakadan insanlar ile dolup taşıyordu. Devrin padişahları da ona hürmette kusur etmiyorlardı. III. Murad Han, III. Mehmed Han, I. Ahmed Han, II. Osman Han ve IV. Murad Han'a nasihatlarda bulundu. Dördüncü Murad Han'a, saltanat kılıcını kuşattı.1595 yılında İranlılarla yapılan Tebriz seferine Ferhat Paşa ile beraber katıldı. Zaman zaman padişahların davetlisi olarak saraya gidip, onlarla sohbetlerde bulundu. Aziz Mahmud Hüdayi'nin, çeşitli camilerde vâaz vermesi için sevenleri devamlı taleplerde bulundular. O, Üsküdar İskelesindeki Mihrimah Sultan Camii ile Sultanahmed Camiinde belli günlerde vâaz vererek, insanlara feyz ve marifet sundu. Aziz Mahmud Hüdayi'nin talebesi olmakla şereflenmek için, herkes birbiriyle yarışıyordu. Bunların başında; Sadrazam Halil Paşa, Dilaver Paşa, Şeyhülislam Hoca Sadeddin Efendi, Şeyhülislam Hocazade Esad Efendi, Okçuzade Mehmed Efendi, İbrahim Efendi, Nevizade Atayi Efendi geliyordu. O zamanda Hüdayi Dergâhı, İstanbul'un en mühim bir kültür merkezi haline geldi. Pek çok alim yetişti.

Meneviyati çok yüksek allah dostu herkesin ziyaret etmesini tavsiye ederim ❤