Kızıl Kilise

Ülkemizdeki en değerli tarihi eserlerden biri.

Kırmızı kesme taştan yapıldığı için adını buradan almıştır. Kilise v. _vı. yüzyılda yapıldığı bilinmektedir.

Harika bir yer. Hikayesi çok özel. Sanatsal ve doğa fotoğrafı olarak seçenekler çıkıyor. Kilise içinde müthiş ışık oyunları var. Karlı havalarda iniş yaptığınız yoldan çıkış için zorlanabilirsiniz. Kışlık lastik veya zincirinizin olmasına dikkat edin. Yaz aylarında yeşillerin içinde kızıl bir kilise var, kış aylarında bembeyaz karların içinde bir kızıl kilise var.

Aksaray Güzelyurt ilçesi sınırlarında, Ihlara Vadisi gezisi için rotalardan biri... Güzelyurt ta gezilecek çok tarihi yer var, fotoları yüklüyorum.. Ana yoldan 1,2 km toprak yoldan çıkılarak ulaşılıyor. Doğanın ortasında, Kızıl ihtişamlı görünüşüyle tarihi bir mekan...

Yerleşim yerlerinden oldukça uzak ve yolu bozulmuş ücra köşede kalmış bir kilise. Restorasyon yapılması daha sağlıklı olabilir biraz bakımsız duruyor. Çevrede gitmiş olduğum diğer kiliselerden farklı olarak ıssız oluşu biraz beni ürkütmedi değil.

Kızıl Kilise, 4. Yüzyılda yaşamış olan Ortodoks Mezhebi kurucularından Aziz Gregorius adına yapılmıştır. Aziz Gregorius İstanbul’dan Güzelyurt’a döndükten sonra hayatının son günlerini bu bölgede bulunan bir çiftlikte geçirmiştir. Hristiyanlığın en önemli üç azizinden biri olan ve ölümünden sonra bu topraklara gömülen Nenezli Gregorius, Hristiyanlık tarihi açısından önemli bir isimdir. Hacca giden Hristiyanların uğrak ve ibadet yerlerinden biri olan Kızıl Kilise, Kapadokya’nın en eski kiliselerinden biridir.Mimari özellikleri ve fresklerine bakılarak 5-6 yüzyıllara tarihlenen kilisenin içinde ve dışında iri düzgün kesme taşlar kullanılmış ve serbest haç planlı olarak inşa edilmiştir. Kızıl renkli taşlardan inşa edildiği için “Kızıl Kilise” adını almıştır. Kapıları ve pencereleri üzerindeki haçlardan dolayı “Haçlı Kilise” de denilmektedir.Kilisenin 3 girişi vardır. Tüm özellikleri ile erken dönem Kapadokya taş yapılarına benzer. At nalı apsis beş cephelidir. Kubbe taştan inşa edilmiş olup, dört tromp üzerinde yükselmektedir. Kubbe çok yüksek kasnağa sahiptir. Apsis kasnağında madalyon içerisinde aziz freskleri bulunmaktadır. Kilisenin bahçesinde suyun tedarik edildiği bir kuyu yer alır. Yapının 100m kuzeyinde ortasında ahlat ağacı bulunan kesme taş temellerden oluşan tek nefli, at nalı apsisli küçük bir şapel bulunmaktadır.

Gerçekten bu yolu gitmeye değer bir kilise. Manastırlar Vadisi'de dahil görebileceğiniz en uzaktaki son kilise de bu. Görebileceğiniz hali bile, bu kadar ilgisizliğe ve vandallığa rağmen, oldukça etkileyici. Ana yolda içeri girdikten sonra patika toprak ve düzgün değil. Kötü havalarda zorlanabilirsiniz. Yine bilgilendirici bir yazı vs. yok, bu yüzden araştırıp gitmenizi öneririm. Güneşli bir günde güzelliği daha da artıyor bence. Biz sandalye ve akşam yemeğimizi alıp bahçesinde yedik, baş başa oldukça keyifli oldu. Sessizlik ve huzur için bile gidilebilir. Umarım değeri anlaşılır ve daha fazla zarar görmeden korumaya alınır.

İsmini yapıyı oluşturan taşlardan alıyor galiba toprak rengi taşlardan yapılmış restore edilmemiş ve hala sağla duruyor diyebileceğimiz bir kilise..aksaray niğde yolunda Aksaray ın çıkışı diyebiliriz..yolun solunda araçla giderken görürsünüz..

Yaklaşık 1500 yıl önce inşa edildiği düşünülen bir eser. Maalesef bu nadide eser korunamıyor. Etrafı pislik, çöplük ve bakımsızlıkla mücadele ediyor. Bir ülke bu tür tarihî eserleri neden koruma altına almaz, şaşkınlık içindeyim.

Kilise hala dim dik ayakta ufak bir bakım ve restore çalışmasıyla turizme kazandırılabilir.