Sahib-i Ata Cami

1258 yılında yapılmış, küçük ama azametli bir cami. Tarih kokuyor. Özellikle çini mihrabı ve minberi çok güzel.

Doğumu hakkında bir bilgi bulunmayan Sahip Ata ismi tarihte ilk olarak 1249 yılında adaletten sorumlu vezir olarak geçmekte. Aynı yıllarda Cengiz Han’ın torunu olan Batu Han’a elçi olarak gönderilmiş. 1259 yılında Sultan II. Keykavus (II. İzzeddin Keykavus), İlhanlı Devleti kurucusu olan Hülagü Han’a gitmek için Konya’dan ayrılırken ‘Sahib’ ünvanı vererek saltanat naipliği görevini vermiş. 1261 yılında ise IV. Kılıçarslan’ın teklifini kabul ederek büyük vezir olmuş. Selçuklu Devleti’nin iç çekişmeleri sebebiyle 1271 yılında tutuklanan Sahip Ata, 1274 yılında tekrar vezirlik görevine getirilmiş ve 1288 yılında ise İlhanlılar tarafından bu görevinden azledilmiş. Aynı yıl yaşlılığa bağlı olarak vefat etmiş. Özellikle türbesindeki iki farklı kitabede ölüm yılı olarak biri 1288, diğeri ise 1285 yıllarını işaret etmekte.Sahip Ata’nın hayatı boyunca ilgisini mimarlık cezbetmiş ve bu konuda çeşitli tarihi eserler bırakmış. Döneminin iki ünlü mimarı Kölük bin Abdullah ve Kaluyan el-Konevi ile birlikte çalışmış. 1249 ile 1271 yılları arasında Sivas Gökmedrese ve Sahip Ata Külliyesi başta olmakla birlikte dokuz mimari yapıya imza atmış. Ayrıca birçok mimari yapının yapımı için de bağışlarda bulunmuştur. Sahip Ata Vakfiyesi’nde sadece Konya’da 2 kapı, 4 çarşı, 2 imaret, 2 cami, 3 mahalle, 1 yöre ve 24 köy ismi geçmekte.

Sahip Ata'nın yaptırdığı günümüzde tepesinin değiştirildiği, döneminin harika mimari eserlerinden biridir. Özellikle giriş kapısındaki ince işlemeler görülmeye değer.

Caminin içi de dışı da çok güzel ve temiz. Harika bir Selçuklu eseri daha. Yanında da Sahib-i Ata vakıf müzesi var.

Taç kapısı ve minaresiyle müthiş bir cami...Mutlaka görülmeli..Anadolu Selçuklu Devleti vezirlerinden Sâhib Atâ Fahreddin Ali tarafından 1277 yılında yaptırılan külliyenin mimarı Keluk b. Abdullah’tır. Câmi, kuzeyden bir portal girişine sahiptir. Portalın sağ ve solunda altlı üstlü ikişer hücre bulunmakta, alttakiler sebil vazifesi görmektedir. Giriş kapısını çevreleyen pervazın üzerinde Besmele ve Fâtiha suresi yazılıdır.

Dantel gibi işlenmiş taşlar, muteşem çiniler, ecdadın ince zanaatkârlığı...Selçuklu'nun meşhur vezirlerinden Sahip Ata Fahreddin tarafından 1258 yılında yaptırılan camiye daha sonra hamam, hanigâh ve 1283 yılında Sahip Ata'nın vefat etmesi üzerine kendisi için yapılan türbenin de eklenmesiyle yapı külliye biçimini almıştır. Mimarı Kelük bin Abdullah'tır. Girişteki anıtsal taç kapı Selçuklu taş işçiliğinin güzel örneklerinden biridir. Kapının iki yanındaki niş ve ortadaki mukarnas göz alıcıdır. Minarenin kaidesindeki mermer işçilik Sivas Gök Medrese'yi hatırlatır. Minarenin tuğla ve çinilerle girişik işlemesi yapıya özgün bir hava katmaktadır.

Konyada görülmesi gereken yerlerden biri kesinlikle. Caminin girişi çok güzel. Selçuklu sanatının cok güzel örneklerinden. Minaresi girişi ve cami içi çok güzel, devşirme taşlarda (lahit) girişte kapıda kullanılmış güzel örneklerden. Sağ tarafında arkeoloji muzesi arka tarafında vakıf muzesi bulunuyor oralara uğramayı unutmayın.

1258 tarihli bu nadide yapı giriş cümle kapısının yanında yer alan zarif turkuaz çinili bir adet minatesi dikkat çekiyor. Bir diğer minaresi daha varmış ancak yıkılmış.Ayrıca yine mozaik çini mihrabıyla da eşsiz!Bu güzellikle ve ahşap yapısı da bulunan kutsal eser sonsuza değin yaşasın dedirtiyor

Konya da huşu ile namaz kıldığım , manevi olarak kendimi bulduğum camii burası. İçerisinde sureyi dışından okuyan amcalara da , göğsünden Allah sesi gelen canlara da şahit olduğum yer. Buranın atmosferi her zaman beni başka aleme götürüyor. Allah razı olsun.