Bulgur Tekke Cami

Dar sokaklara sıkışmış, buram buram tarih kokan, İslami sanat eseri. İç avludaki mukarnas mihrabı büyüleyici sanat eseridir, Tekkeye ait bir mescid olduğu kabul edilmektedir. Kitabesi olmadığı halde yapım teknikleri bakımından miladi XIII. yüzyıl Selçuklu eseri olduğu görüşü hakimdir. Meşhur tarihi Kapu camii ile Aziziye camii arasında kalmasına rağmen yazın çok serin olduğu için çevre esnafın tercih ettiği camii Şerif tir, malesef Cami içindeki çinilerin bir çoğu kaybolmuştur. Bu caminin önündeki dükkanlar istimlak edilerek tarihi alana dahil edilmelidir.Tapu kayıtlarında Meram ilçesi Şükran Mahallesi 180 ada 1 parselde camii vasfında 178m2 yüzölçümde kayıtlıdır.

Konya Aziziye Camii ile Kapu Camii arasında Bedesten içinde bulunan Selçuklu eseridir. Kaynaklarda Selçuklular zamanında Tekkeye bağlı mescit olduğu; günümüze ise sadece bu kısmının kaldığı bilinmektedir. Bulgur Tekke adını da Konyadaki eskiden bulgurcuk hastalığı olan çocukların bu tekkeye getirildiği ve görevli olan kisinin müdahalesi ile bu hastalıktan şifa bulunduğu için almıştır.

Bedestenin dar sokakları içinde kalmış Selçuklu eserlerinden. Tamamen farklı bir yapı.

Bulgur Tekke, eski Osmanlı çarşılarını andıran bir konumda olması dikkatimi daha da çekmeme neden olan bir camii aslında.. Daracık Bedesten çarşısını dolduran dükkanların arasında kalmış, çoğu insanın yanından geçerken farkına bile varmadığı bir ibadet mekânı.TDV İslam Ansiklopedisinde şöyle geçer; Bulgurak denilen kaşıntı hastalığına tutulan hastaların buraya getirildiği

Ara sokakta gözden uzakta kalmış güzel bir tarihi cami. Vaktiniz olursa görmenizi tavsiye ederim.

Selçuklumuzun otantik eserlerinden avlusu ve mimarisiyle Selçuklu mimarisinin güzide örneklerinden görülmeye değer bir Cami çok şirin çarşının tam içinde avlusu içinden daha büyük iki katlı alt girişi farklı tamamen Selçuklu'da yaşıyormuş hissi veren tarihi bir güzellik ziyareti şiddetle tavsiye edilir.

Kare planlı bir mescitle buna eklenen eyvanlı bir bölümden oluşur. Mescidin içerisinde beş metre genişliğinde taştan mukarnaslı bir mihrapla bir de ahşap minber vardır. Mihrabın büyüklüğü yapının ilk halinin daha büyük olduğunu düşündürmektedir. Kitabesi yoktur.

Yıllarca Konya’da yaşadım. Bedesten de karış karış dolaştım. Bu camiye girmek nasip olmadı. Özellikle de Hacı Veyiszade merhumun bu camide görev yaptığını bilmek ayrı bir önem arzediyor. İnşaallah birgün tekrar geliriz.

Eskiden Konya'da bulgurcuk diye tabir edilen bir çeşit deri hastalığına yakalanan çocuklar bu tekkeye götürülürmüş. Tekkede görevli bulunan zat ağzına ince bulgurları alıp biraz çiğnedikten sonra hastalık bulunan yere tükürürmüş. Allah'ın izniyle hastalar şifa bulurmuş. Bundan dolayı bu tekkeye halk tarafından BULGUR TEKKESİ adı verilmiş.

Konya Bedesten içerisinde kapı camiinden aziziye camiine geçen sokak içerisinde.Sobacılara açılan sokak sola kıvrılır.Köşededir.İçeri bir avlu kapısından girilir.Geniş bir avludan sola doğru basamaklarla çıkılır.Minik bir yapısıSerin ortamıSessiz sükunet li yapısı ile huzur dolu bir yer.Bedestenden geçiyorsanız bir anlık olsun buraya uğrayın.Konya ya gezmek için geliyorsanızBedesteni ve bu camiyi görün.