Kefensüzen Cami

restorasyon baslamadan once aylarca ibadete kapali kalmisti. o zamanlar arka bahcesinde kendime bir kose edinip kitap okumaya giderdim (kimse gecmezdi bile). daha sonra iki japon baligimi oturdugum yere gomup birer mezar yaptim. sonradan restorasyon basladi. son halini iceriye girip gormedim (kadinlar bölümü var mi bilmiyorum). ziyaret ettigimde yorumu duzenleyecegim.

Fomara Doğanbey konutları arasında yer alan ve 1450’li yıllarda Kefensüzen lakabıyla anılan Hoca Mehmet Efendi tarafından yaptırılmış. Camii 1950’li yıllarda yıkıma uğramış ve bu yıllarda tekrar yapılmış.

Çok güzel camii dışından baktım gezilecek yerler bence burasi

Mahalle arasında butik(küçük) diye tabir edeceğimiz bir cami.

600 yıllık tarihi ecdadımızdan kalan güzel bir cami.

Bursa’mızın göbeğinde tarihi bir cami’miz. 2019 ilk aylarında hala tadilatı devam ediyor. Kısa sürede inşallah tadilatı biter ve ibadete açılır.

Maşallah Barekallah emeği geçenlerden Allah razı olsun,cemaati bol olsun...

Restorasyonu harika olmus...

yanında bulunan oyun parkını ve bankları kaldırmaları kötü oldu. ancak caminin çevre düzenlemesi gayet iyi ve ferah. öteki camilerdeki basıklık burada yok

1940’lı yıllarda bir şahsa satılan cami, depo ve ev olarak 1950’ye kadar kullanılmıştır. 1950’den sonra Recep Kıryaoğlu ismindeki bir şahıs tarafından satın alınarak, 1953 yılında yeniden tamir ettirilip ibadete açılmıştır.Ayrıntılı TanımıDayakadın Mahallesi Süzenler Caddesinde bulunan cami, Fatih döneminde “Kefen Süzen” adı ile anılan Hoca Mehmet tarafından yaptırılmıştır. 7.50 x 8,10 metre iç ölçülerinde olan caminin bütün duvarları moloz taşıyla örülmüş olup, tek kubbelidir. Son cemaat yerinin üstü ise ahşap sundurmalı ve kiremit kaplıdır. Sekizgen ve sağır bir kasnak üzerine oturtulan kubbe, kiremitle örtülmüştür. Mihrabı sade olup duvar içine gömülmüştür. Yapının doğu, batı ve kuzey duvarlarında yer alan ikişer alt pencere demir parmaklıklı, sivri kemerlidir. Güney duvarındaki alt pencereler örülerek dolap haline gelmiştir. Üst pencereler, kuzey duvarı dışında ikişer adet sivri kemerli olup, kubbe kasnağında pencere yoktur. 1940’lı yıllarda bir şahsa satılan cami, depo ve ev olarak 1950’ye kadar kullanılmıştır. 1950’den sonra Recep Kıryaoğlu ismindeki bir şahıs tarafından satın alınarak, 1953 yılında yeniden tamir ettirilip ibadete açılmıştır. Minaresi 1940’larda cami şahsa satılınca yıkılmış 1950’den sonra yeniden yapılmıştır.