Hünkar Kasrı

Sergi amacıyla açılan bu yeri ziyaretimde. Bu defa Hünkar Kasrını'da gezdim. Ücretsiz gezilebiliyor.Kasrın Çinlilerin,ahşap işçiliği ve işlemeleri,eşyalar tam bir tarihi yaşatıyor. Eminönüne gittiğinizde kapalı değilse görmenizi tavsiye ederim.

17. yy’da III. Murad’ın Eşi Safiye Sultan’ın isteğiyle Padişahın ve ailesinin namaz öncesi ve namaz sonrasında istirahate çekilip, ihtiyaçlarını giderecekleri küçük bir köşk olarak yapılan bina, yaklaşık 4 yıllık bir restorasyondan sonra restorasyon ödülüyle ziyarete açıldı. Restorasyon sonunda ömrü 400 yıl uzatıldığı söylenen bina, koruma dalında Avrupa Birliği Kültürel Miras Ödülü’ne layık görüldü. kendisi, kullanış amacı, tarihi ve restorasyonuyla muhteşem bir yapı.

17. yy’da III. Murad’ın Eşi Safiye Sultan’ın isteğiyle Padişahın ve ailesinin namaz öncesi ve namaz sonrasında istirahate çekilip, ihtiyaçlarını giderecekleri küçük bir köşk olarak yapıldı.

Muazzam derecede tarih kokuyor. Kapılardaki işlemeler beni benden aldı. Gerçekten gidip görülmesi gereken bir yer. Ücretsiz giriş bilginiz olsun. Gerçekten etkileyici motiflerle dekore edilmiş muhteşem bir yer

İçerisini hep merak ettiğim yerlerden biriydi bir sergi sayesinde gezme imkanımız oldu ve bayıldık Eminönü’ne gelirseniz mutlaka gezmelisiniz çiniler Fildişi kaplama kapılar herşey o kadar güzel ki

Şimdi sergi ve müze amaciyla kullanılan hünkar mahfili ücretsiz olarak gezilebilmektedir. Bina içinde özellikle ahşap işçiliği çok güzel, mutlaka dikkat edin. Küçük bir alan olmasına karşın iç süslemeler ve eşyaları göz dolduruyor.

Şu an Abdullah Kılıç’ın harika bir fotoğraf sergisi var. Yazılar oldukça açıklayıcı ve iyiydi. Hünkar kasrının içi oldukça düzenli ve temizdi.

Tarihçesini yazanlar olduğundan, kendi naçizâne gözlemlerimi ileteceğim:Yeni Camii Hünkâr Kasrı'na, giriş kısmında yapılan sergi sebepli girme imkânım oldu. Sergi sayesinde kasrı da gezmiş bulundum. Sedef kakma kapılar ve holden girince ilk sağdaki bölümde bulunan ana salonun kubbesindeki işlemeler göz alıcı. Camii tarafına bakan iki adet odanın birisini ziyaret mümkün, lâkin ne deniz tarafı ne de camii tarafının pencereleri açık değil.Hoşuma giden noktalardan birisi ise, koridor kısmını ikiye ayıran pencereli duvar kısmı oldu. Pencerelerin iki kat olması, günümüz çift camlarının sistemini andırmakta adeta, hem de estetik bir görüntü sağlayarak ışığı da iç kısma aktarabilmekte.Yine de kasrın havasızlığı malum biraz rahatsız edici, ki portatif havalandırma cihazları konumlandırılmıştı ama ne çare?! Belki de, kışın gezme imkânı bulanlar daha şanslı sayılabilirler:)

Pazar günü gittim ama tüm kapıları kapalıydı. Sanırım alt katında sergi olmadığı zamanlar kapılar kapalı oluyor. İçerisindeki güzellikleri göremedim maalesef.