Sanki Yedim Camii

Keçecizade Hayreddin adında ortahâlli bir esnaf, Osmanlı döneminde padişahların yaptırdığı Selatin camilerini görüp imrenerek, kendisi de bir cami yaptırmayı diler ve bunun için para biriktirmeye başlar. Canı bir şey istediğinde, almayıp; sanki yedim (varsay ki yedim) diyerek parasını ayrı bir yere koyar. 20 yıl boyunca biriktirdiği paralarla küçük de olsa bir cami yaptırır ve caminin adı halk arasında Sanki Yedim Camii olarak anılmaya başlar.

Sadece adıyla bile vaaz eden bir camii. Keşke bakımları daha iyi yapılsa. Giriş kısmı çok dar. Merdivenler çok dar. Üst kısım çok dar. Fatiih camiinin dibinde böylesine küçük ve şirin bir camii çok şirin duruyor. O bölgedeki esnafların da çok işine yarıyor dur eminin. Yoksa her vakit fatih camiini gidip gelmek zaman kaybedditebilirdi çalışanlar için. Allah yapandan ve yaptırandan razı olsun. İyiki yememişsin büyük insan.

Bu Camiinin ismini Risale-i Nur Sözler Kitabından duydum inşAllah bir gün gitmek nasip olurLezâiz çağırdıkça Sanki yedim." demeli. Sanki yedim düstur eden

Hikayesiyle meşhur. Zamanla ara sokak haline gelmiş. Aslında burada bitişik nizam yapılmamalıydı. Konutlara yapışık kalmaması gereken bir değer bu cami. Yine de bakanlardan ilgilenenlerden Allah razı olsun.

Fatih ilcemizin kadınlar pazarının üst kısmında, mıhcıların alt tarafında bulunan ara sokakta küçük bir camimizdir. Hikayesi olan camilerimizden biridir. İlk halinde bir kaç defa değişikliğe uğramış bugünki haline gelmişdir.Sanki yedim camimizin hikayesini okumanızı tavsiye ederim.

Fatih'in ara sokağında fatıh camiine yakın küçük ama anlamı büyük bir camii

Önünde park yeri yok,alt katında tuvaleti ve şadırvan bulunuyor. İsteyince neler yapılabileciğini anlatan bir cami

Lezâiz çağırdıkça, 'Sanki yedim.' demeli. 'Sanki yedim.'i düstur yapan, 'Sanki yedim.' namındaki bir mescidi yiyebilirdi, yemedi."

Bu caminin hikâyesini hep duydum sonunda görmekte nasip oldu

Keçecizade Hayreddin Efendi adında dar gelirli bir esnaf (bir başka rivayete göre Adanalı Şakir Efendi).Ne zaman ki canı bir şey istese: ‘Sanki yedim (var say ki yedin)!’ der ve parasını bir kenara koyar. 2 20 yıl sonra biriktirdiği paralar küçük bir cami yaptıracak miktara ulaşınca Kırbacı sokağındaki mütevazı camiyi yaptırır. Yaptırılan cami halk arasında ‘Sanki Yedim Camii’ olarak anılmaya başlarMimarî özelliğe sahip olmamakla birlikte fevkani ve betonarme olarak yapılan mabedin bir büyük ve dört çeyrek kubbesi olup, kurşunla kaplıdır. Caminin arka kısmında mahfili olup, minaresi tek şerefeli ve betonarme olarak yapılmıştır. Cami, konumu itibariyle apartmanların arasına sıkışmış bir durumdadır. İç alanı 100 m2, dış kısmı ile birlikte 130 m2’dir. Yaklaşık 200 kişi aynı anda ibadet edebilmektedir.(1525).