Payas Kalesi

Kale Sokullu mehmet paşa külliyesinin batı tarafında bulunuyor. Ancak sadece giriş kısmına görebiliyorsunuz. İç kısım ziyarete kapalı. Ayrıca oldukça bakımsız kalmış. Acil olarak restorasyonu yapılıp bir oşlev kazandırıldıktan sonra turizme sunulmalı.

Iç kısmı kapalı olduğu için üç yıldız verdim. Dış cephesi çok güzel içinide uzaktan gördük eper yapı var gibi ve güzel fakat giriş kapalı. Yinede yanındaki Mimar Sinan'a eseri 500 yıllık cami, caminin içindeki 1500 yaşındaki ağaç, medrese vb yapılar ile yan yana olduğundan gitmeye değer.Thr castle is graet. You can sea from outside but it is forbidden to enter. I don't know reason. From the door I could se inside, there a few historical buildings whis are seen very cool. Maybe next time I can visit inside....

Gerçekten harika bakımlı gezmek için ideal bir yer ancak cafe v.s gibi yer yapılsa çok daha iyi olabilirdi

Hatayli olupta gidip görmeyen cok sey kaybeder mutlaka gidilmesi gereken bir yer

Her tarafı ayrı ayrı ecdad yadigarı kokan insanın manevi değerlerinin tavan yaptığı kapalı çarşısı olsun hamamı olsun cami avlusu olsun cami önündeki asırlık zeytin ağacı ve hala meyve veriyor hasat zamanı toplanıyor Evliya Çelebi seyahatnamesinde buradan övgü ile bahsediyor restorasyon bitmiş gece kale aydınlatması güzel olmuş araç içi park sorunu kesinlikle yoktur yemek işini ister kale içinde isterseniz 500 mt aşağıda sahil bandında güzel lokantalar var uygun bir şekilde doyabilirsiniz iyi gezmeler.

İçerisinde 1355 yaşında ve halen meyve veren dünyanın ikinci ağacı var (Zeytin ağacı). Burası tarih içinde kervansaray olarak kullanılmış toplanma yeridir. Ağacı kesinlikle görmek gerekiyor

“payas kalesi, gavur dağlarının eteğindeki düzlüğün ortasına, akdeniz'le dağın arasına yapılmıştı. geceleri elini uzatsan tutacakmışsın gibi yaklaşan dağdan çam kokuları, gündüzleri kalenin burçlarının altına serilmiş gibi duran biraz uzaktaki denizden tuz kokuları geliyordu. bu kaleyi osmanlılar, daha düne, cumhuriyete kadar hapishane olarak kullanmışlar, nice politik mahkumları burada boğarak öldürmüşler, ölülerini de ya akdeniz'e, balıklara, ya da dağa, kurtlara atmışlardı. bu kale osmanlıya geçmeden yani fırkai ıslahiyeden önce küçükalioğullarının elindeydi. mısır'dan, şam'dan, kudüsten gelen ve ipek yoluna çıkan kervanların baçlarını küçükalioğulları alıyordu. ...”Yaşar Kemal. İnce Memed

Bu zamana kadar gezdiğim kaleler arasında en kale gibi olanı.Muazzam.Gezilip görülmesi gerekir.

Son derece bakımsız ve ilgiye muhtaç bir yer. Giriş kapısı iyi bakılmış ve iyi durumda fakat kalenin geri kalanı için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Umarım bakımı ve temizliği gelecekte daha özenli yapılır.

Kale eskiyi yaşatıyor fakat içeri giriş kapalıydı yanında ki medreseleri gezme şansımız oldu gidilmeye değer