Molla Fenari İsa Camii

Geç Roma çağına ait bir mezarlık arazisi üzerinde, İmparator VI. Leon döneminde donanma kumandanı Konstantinos Lips tarafından kurulan manastırın kilisesi olarak inşa edilmiştir. Manastır Moni tu Libos olarak adlandırılmış ve imparatorun da katıldığı açılış töreni 907 Haziranında yapılmıştır. XIX. yüzyılda İstanbul’un Bizans dönemi eski eserleri üzerinde çalışma yapanlar, bu manastırın Fâtih Camii yerinde olan On İki Havâri (Hagioi Apostoloi) Kilisesi’ne yakın olduğunu göz önünde tutarak, Fâtih Külliyesi’nin dârüşşifâsının sonraları Demirciler Mescidi olarak adlandırılan mescidinin Libos (Lips) Manastırı kiliselerinin kalıntısı olduğunu sanmışlardır. Türk araştırmacıları tarafından da benimsenen bu görüşün doğru olmadığı ve Libos Manastırı ile kilisesinin Fenârî Îsâ Camii ile aynı yapı olduğu anlaşılmıştır. Kilise Hz. Meryem’e (Theotokos) sunulmuştu. Binanın dışındaki bir silme üzerinde bulunan kitâbede bu dinî yapının “lekesiz” Meryem’e (panakrantos) ithaf edildiği okunduğundan bu defa yine yanlış teşhis yapılarak bazı Bizans kaynaklarında adı geçen Panakhrantos Kilisesi ve Manastırı’nın burası olduğu sanılmış, fakat bu kelimenin sadece sıfat olarak kullanıldığı ve gerçek Panakhrantos Kilisesi’nin Ahırkapı çevresinde bulunduğu ispatlanmıştır. Sonuç olarak Libos Manastırı Kilisesi’nin Fenârî Îsâ Camii’ne çevrildiği kesinlik kazanmıştır.

İstanbul'da, eskiden Ortodoks kilisesi olarak kullanılırken Türklerin şehri ele geçirmesi ile birlikte camiye çevrilen bir ibadethanedir. Kaynak: Vikipedi

Molla Fenari İsa Camii, Lips Manastırı adıyla İmparator VI. Leon (886-912) döneminde 907 yılında Bizans donanma komutanı Konstantinos Lips tarafından “Lekesiz Meryem” adına inşa edilmiştir.Lips Manastırı döneminde çok faklı bir amaç olarak kullanıldığı bugünkü “Ksenodakheion” (misafirhanesi)dan anlayabilmekteyiz. Latin istilasında büyük yaralar alan Lips Manastırı 1261 yılında İstanbul’u haçlıların elinden alan İmparator VIII. Mikhael’in karısı Theodora tarafından “Hagios İoannes Prodromos” itafen tamir edilmiş ve yanına kilise eklenerek yapı büyütülmüştür.Osmanlı dönemine gelindiğinde ise XV. yüzyılda İstanbul’un saygın ailelerinden Fenari ailesine mensup Aladdin Ali Ağa tarafından camiye çevrilmiştir. Cami XVII. yüzyıl ortalarında bir yangın geçirmiş ve IV. Murat’ın vezirlerinden Bayrampaşa tarafından önemli bir tamirle ihya edilmiştir.

Kiliseden camiye çevrilmiş ve herkesin görmesi geren çok müthiş bir şaheser fakat bu güzelim yapının içinde tek harf Türkçe ibare olmayıp bu yapının yabancı Araplara ait gibi tüm uyarı levhaların Arapça olması derinden üzüyor bakalım daha neler göreceğiz

Böylesi bir eser günümüze kadar geldiği için şükürler olsun. Yakın zamanda restorasyonu tamamlanmış. Bir o kadar da güzel yapmışlar yenilemeleri. Yapanları tebrik ediyorum. Dış duvarda binek hayvan bağlama halkası çok yukarıda kalmış. Sorduğumda yetkililer Osmanlı'da bu halkalar yol hizasındydı

Roma mimarisinin döneminin en iyi örneği.Roma aristokratlarının çoğu öldükten sonra buraya gömülmeyi istemişler, en derinlerde aynı duyguları paylaştım.Olağan üstü bir yapı, fotoğraflarla görülecek bir yapı değil kesinlikle gidilip canlı görülmeli.

Tarihin saklı kalmış popüler olmayan ama şehrin en işlek caddesinde yer alıyor.ilginci insanlardan dinlenme yeri olarak kullananlar var

Fatih kazası Vatan caddesinde bulunan camii , eski adıyla Lips manastırı Kilisesi olarak inşaa edilmiş.Osmanlı döneminde cami' ye çevrilmiş.çok başarılı restorasyon'dan sonra tekrar ibadete açılmış. Görüp etkileneceginiz yerlerden biri.

aslına göre restore edilmediğini düşünüyorum içi bu kadsr boş olamaz illa bir resim fln olur ama bu haliyle bile güzel hemen önünden geçen caddenin karışıklığından uzak sakin, temiz bir yer

Bizans Döneminde Libos Manastırı kilisesidir. Osmanlı Döneminde camiiye çevrilmiştir. Gördüğüm en başarılı restorasyonlardan, içi aslına uygun olarak restore edilmiş. Mihrab herşey birbiri ile uyumlu. Yapanların eline sağlık. Oldukça güzel bir camii.