Atçana Harabeleri

1930'larda başlamışlar İngiliz arkeologlar kazmaya. Şu an bulunduğu alanda herhangi bir yapıt yok, müzelere taşınmış buluntular. Geride şu an bakımsız ve atıl durumda bir ören yeri kalmış. Bekçi ve birkaç asistan duruyor başında. Bi Efes, Titüs, Pergamon, Sardes beklemeyin, hayal kırıklığı yaratır. Küçük bir alan. Özelliği, 17 katman olup her katmanın bir uygarlığı simgelemesi. Kulağa ilgi çekici gelebilir ama görülecek pek bir şey yok.

Kesinlikle gidilesi, görülesi bir yer.

Toprağın her katmanında yaşamış başka insanlar. Binlerce yıllık tarih.

Ziyareti kesinlikle tavsiye ederim ama iyi bir rehber lazım

Antakya-Reyhanlı karayolunun 22. kilometresinde yolun sağında yer almaktadır. M.Ö. 15. ve 19. yüzyıllara ait iki saray kalıntısı mevcuttur. Atçana Höyüğü antik şehrinin kalıntısıdır. İlk iskan M.Ö. 3400 yılında başlamıştır. Mısırlılar, Mitaniler, Mezopotamya devletleri ve Etiler gibi kavimlerin de yerleşim alanı olarak kullandığı 17 yerleşme tabakası mevcuttur. 4. ve 7. tabakalarında büyük saraylar vardır ve en eski olanı 7. tabakada yer alan Babil Kralı Hammurabi ile Çağdaş Yamhat ve Hitit Prensi Yarım-Lim tarafından inşa ettirilmiştir. Bu saray M.Ö. 18. yüzyıla aittir. M.Ö. 15. yüzyıla ait 4. tabaka sarayı bu sarayın hemen bitişiğindedir. Kral Nigme-Pa’ya aittir. Saraylar taş temeller üzerine kerpiçle inşa edilmiş olup daireler bir iç avlunun etrafında sıralanan mekanlar dizini halindedir.

Mutlaka görülmeli.

Harika bir tarihi yer

Hayran kaldım gelip görülecek yerkerden biri

Çok güzel görülmesi gereken bir mekan