İBB Gülhane Korusu

Gülhane Park gezilebilecek ve dinlenilebilecek mükemmel yer parkın içerisinde bilişim müzesi var. Tavsiye ederim, 18 yaş altı çocuklara ücretsiz ancak yanında mutlaka kimlikleri olacak yanlarında 1 veli girebilir. Veli ücreti 50 TL

Gülhane Parkı, 1480’li yıllarda Osmanlı İmparatorluğu döneminde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesiymiş ve içerisinde gül bahçelerini barındırıyormuş. Atatürk ise halka latin harflerin ilk defa bu parkta 1 Eylül 1928 tarihinde göstermiş.2003’te tekrardan restore edilen parkın içerisinde Gülhane Sarnıcı, İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Gotlar Sütunu ve Bilimler Tarihi Kütüphanesi bulunuyor.Sarnıç ve kütüphaneye giriş ücretsiz. Müze’ye ise müzekart ile girebilirsiniz. 18.5 metre yüksekliğindeki, 1700 yıllık Gotlar Sütunu ise parkın yukarı doğru olan kısmında bulunuyor.Yazın haftasonları kalabalık olmasına rağmen, laleleriyle, yeşillik bahçeleriyle oldukça güzel bir park. Uğramadan geçmeyin derim. Giriş ücretsiz.

İstanbul’un en güzel ve en meşhur parkı. Sultanahmet ve Ayasofya'ya 5 dakika yürüme mesafesinde. İsterseniz tramvay ile de gelebilirsiniz. Sarayburnu istikametinden başlayıp sultanahmete kadar uzanan bu güzel park da devasa ağaçlar yabani kuşlar. Lale ve papatyalarla dolu yollar, Kafeler, dinlenme alanları ve restoranlar bulunuyor. Haftasonu çok kalabalık olan bu park haftaici daha sakin.

Gülhane Parkı'nı ziyaret ederken piknik yapmak için örtünüzü ve atıştırmalıklarınızı yanınıza almayı unutmayın. Yürüyüş yollarını keşfedin ve tarihi alanları gezip, tarih ve kültür hakkında bilgi edinin. Çocuklarınızla oyun alanlarında eğlenirken doğayı korumak için çöplerinizi uygun yerlere atmayı unutmayın. Keyifli bir ziyaret geçirmeniz dileğiyle

Keyifli bir yürüyüş için çok büyük bir park, bazı pahalı restoranlar ve çocuk oyunları var. Durma zorluğundan dolayı parka araba ile değil toplu taşıma araçları ile ulaşmak tercih sebebidir. Lale Festivali'ni görmek için en iyi zaman Nisan ayıdır.

Gülhane Parkı, İstanbul'un kalbinde yer alan tarihi ve doğal güzellikleriyle büyüleyici bir mekan. Bu park, ziyaretçilerine huzur veren geniş yeşil alanları, gölgeli ağaçları ve çiçeklerle bezenmiş bahçeleri ile bir nefes alma fırsatı sunuyor. Tarihi değeri ise Osmanlı İmparatorluğu'ndan günümüze kadar uzanır ve park içerisinde bulunan Gülhane Kütüphanesi ve Gülhane Kasrı gibi yapılarla da hissedilir. Yürüyüş yapmak veya sadece doğanın tadını çıkarmak isteyenler için ideal bir mekan olan Gülhane Parkı, İstanbul'un kaotik atmosferinden uzaklaşmak ve dinginliği bulmak isteyenler için mükemmel bir seçenektir.

GÜLHANE PARKIAşıklar geleneğinde sazlı veya sazsız, doğaçlama yoluyla kaleme alınan veya birkaç özelliğibirden taşıyan geleneğe bağlı olarak şiirlerden oluşur. Aşıklık kavramında söyleyen kişiye âşık,bu söyleme biçimine âşıklık geleneği adı verilir. Aşık atışmaları, 1986-2000 yılları arasında, is-tanbul'da her yaz mevsiminde Gülhane Parkı'nda kurulan âşıklar kahvesi de ev sahipliği yap-maktaydı. Gülhane Parkı'nın içerisinde kurulan çadırlarda âşıklar buluşur ve âşıklar geleneğiniyaşatırlardı. Bu geleneğe atfen Gülhane Parkı'nın uzun ince yolunda, gündüz gece demedençalmaya, yüreklere dokunmaya, tarif edilemez duyguları sazıyla yüreklere işlemeye devameden bir Veysel bulunmakta.Aşık Veysel - Âşıklar Geleneği1973 yılının 23 Mart'ında hayata gözlerini yuman Veysel, vefatının üzerinden iki gün geçmesinin ardından defnedilmeden önce yatağına konmuştur. Türkiye için çok yüce bir değer olan Veysel- 'in maskının alınması neyse ki unutulmamıştır. Maskın alınması için Sivas'tan gelen Edebiyat Öğretmeni Kutlu Bey, yaşadığı korkuya rağmen Veysel'in maskını almayı başarmıştır. Alınan mask neticesinde Cumhuriyet aşığı, gönül insanı Aşık Veysel'in bir heykeli yapılabilmiştir. İlk önce Sivas'ta Cibirlar Parkı'na yerleştirilen heykel sonrasında yerinden kaldırılarak İstanbul'a getirilmişti. Heykelin Istanbul'a getirilmesi için başlatılan kampanyaya eşi Gülizar Ana'nın yanı sıra Zeki Müren gibi ünlü simalar ve kuruluşların da büyük katkısı olmuştur. Gülhane Parkı'na yerleştirilen hey el günümüzde de varlığını sürdürmekte, sevenlerinin ziyaretine açık halde mü- ziğini hissettirmeye devam etmektedir.Aşık (Troubadour) Veysel - Troubadours' TraditionTroubadours' tradition consists of improvised lyric poems that are written along, with or without the musical instrument, saz being played, or depending on the tradition that has many character- istics. The singer/poet is called troubadour, and the form of singing and telling is the trouba- dours' tradition. The call and response duets of troubadours used to be performed at the trouba- dours' coffee house established in Gülhane Park every summer in Istanbul between 1986 and 2000. Troubadours would meet at the tent set up in Gülhane Park to keep the troubadours' tra- dition alive. With reference to this tradition, there is a certain Veysel that continues on a long narrow road of Gülhane Park to play day and night, touch the hearts, instill indescribable feelings into the hearts with his saz.Veysel who passed away on March 23, 1973 was put into his bed after two days of his passing, before being buried. Luckily, it was not forgotten and the cast of the face of the great value of Turkey, Veysel was taken. The Literature Teacher Kutlu Bey who came from Sivas to take a cast of his face managed to do so despite his fear. The cast taken was used to make a statute of the lover of Republic, man of heart Troubadour Veysel. The sculpture was initially put in Cibirlar Park in Sivas and then removed from there and brought to Istanbul. Famous figures such as Zeki Müren, and organizations as well as Veysel's wife Gülizar Ana contributed greatly to the cam- paign launched to bring the statute to Istanbul. The sculpture was put and is still in Gülhane Park, and is open to visit and continuing to make his fans feel his music.

Hafta içi gezmeli bir yer. Başından sonuna kadar gezeceğim deseniz en az 2 saat vakit ayırmanın lazım. Bugün İstanbul yağmurlu hava olduğu için park daha güzel, daha yeşil, daha sakindi. Ama ne yazık ki WCler çok ama çok pis. Keşke burda bi temizlikçi olsada arada bi temizlesa.

Gülhane parkı, sakinliği yeşilliği ve çiçekleri ile yaz günleri gerçekten gezilmesi ve en azından bir bankta oturulması gereken çok güzel bir koruluk ya da park.Ancak İstanbul'a yakışmayan birçok avarenin, maalesef ki yalanına uğramış, adeta piknik alanı gibi kullanılan, çiçeklerin üzerine malak gibi yatarak fotoğraf çeken bazı kendini bilmezler, parkı adeta halka zehir etmişler.Kapıya güvenlik koymak yetersiz. Park içinde koruma amaçlı güvenlik görevlileri de gezmeli ve bu talancılara gerektiği gibi uyarıda bulunmalı, parkı bitirmeleri ne engel olmalı.Eskiden yapıldığı gibi festivaller, konserler yapılmalı, mesela Park içinde gerekirse belediye görevlisi ya da izniyle pamuk şeker gibi, macun gibi, kağıt helva-dondurma gibi nostaljik ürünler satılarak daha alaTurka bir hava estirilmeli. Ama bu durumda güvenlik ve temizlik görevlilerine daha çok iş düşecektir.Herkese eğlenceli ve keyifli bir ziyaret- gezi temennisiyle...

güzel yemyesil bir park ancak asırlık ağaçlar olmasa gayet sıradan olurdu. onu güzel yapan o tarihi dokusu