Beylerbeyi Abdullahağa Camii

Cami ilk olarak 1581 yılında Bostancıbaşı Abdullah Ağa tarafından yaptırılmış. Zamanla harap düşen cami 1832 yılında II. Mahmut tarafından yenilenmiş.

Boğazda, şirin bir cami..

Abdullahağa küçük ama güzel bir Camii, Bugün kuran kursu talebelerinin okuma saatine denk geldim.Camiiler çocuklar ile daha güzel

Restore edildikten sonra güzelliği ortaya çıkmış, Kişinin cemaat ile kıldığı namaz, evinde veya çarşıda kıldığı namazdan yirmi beş derece daha faziletlidir. Bu fazilet şu şekilde gerçekleşir: Biriniz güzelce abdest alır sırf namaz kılmak için camiye gelirse, camiye varıncaya kadar attığı her adım için bir sevap verilir ve bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman namaz için beklediği sürece namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Melekler bu kimseye dua ederler. Kimseye eziyet etmediği ve abdesti bozulmadığı sürece; ‘Allah’ım! Bu kulunu bağışla, ona merhamet et ve tövbesini kabul et’ diye dua ederler.” (Ebu Dâvûd, Salât, 49, I, 378)

Tadilata alınmış ama yine de namaz kılmaya yer var

2022 Eylül, tadilatta ama yine de içinde namz kılınabiliyor. Çok düzgün, gösterişsiz, temiz, tam lâzım yerde mütevazı bir cami. Kitabesine denk gelmedim lâkin minarenin duvarında Çetin ve eşi Sıdıka Palancı tarafından 2014 yılında yenileme yapıldığı yazıyor. Herkese teşekkürler..

Küçük şirin bir sebepten unutmayacağım bir cami. Abdullah Ağa Çengelköy’de kayıkçılık yapan Safranbolulu Kürekçi Ali’nin oğludur. Baba mesleğine devam etmiş ve sonunda saray saltanat kayığına kürekçi olarak alınmıştır. Saraydaki çalışmalarından dolayı Sultan II. Mahmut döneminde Bostancıbaşı olmuştur.1815 tarihinde azledilmiştir. Abdullah Ağada Çengelköy’deki evine çekilmiştir. Bir yıl sonra Padişah tarafından affedilip tekrar kendisine görev verilmiştir.Bu defa silahtar ağası, imrahor, vezir kaptanıderya ve sonunda Sadrazam olmuştur.Ama en uzun süre Bostancıbaşılık yaptığı için bu görevi ile meşhur olmuştur. Kaptanı Derya olduğu sırada yalısının yanına bir cami yaptırmış muhtemelen bu cami o camidir.

Bostancıbaşı Abdullah Ağa Camii; İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında Üsküdar Beylerbeyi Kuzguncuk Çengelköy sahil yoluna cepheli olarak inşa edilmiştir. Cadde kotundan on metre daha aşağıda çukur bir alan içerisindedir. Caminin banisi Bostancıbaşı Abdullah Ağa’dır. Caminin kitabesi günümüze gelememiş olup eldeki bilgiler sathidir. Caminin 1832 yılında eskimesinden dolayı Sultan II.Mahmut tarafından yeniden inşa edilmiştir. Cami bahçesinde sıbyan mektebi olduğu bilinmektedir. Abdullah Ağa Çengelköy’de kayıkçılık yapan Safranbolulu Kürekçi Ali’nin oğludur. Baba mesleğine devam etmiş ve sonunda saray saltanat kayığına kürekçi olarak alınmıştır. Saraydaki çalışmalarından dolayı Sultan II.Mahmut döneminde Bostancıbaşı olmuştur. 1815 tarihinde azledilmiştir. Abdullah Ağada Çengelköy’deki evine çekilmiştir. Bir yıl sonra Padişah tarafından affedilip tekrar kendisine görev verilmiştir. Bu defa silahtar ağası, imrahor, vezir kaptanıderya ve sonunda Sadrazam olmuştur.Ama en uzun süre Bostancıbaşılık yaptığı için bu görevi ile meşhur olmuştur.Bostancıbaşı’lık İstanbul’un asayişi ile ilgili olup o dönemde önemli bir görevdi. Bostancıbaşı’lık Osmanlı devlet düzeninde özel önem arz ederdi. Göreve getirilmeleri veya azledilmeleri bizzat padişah tarafından yapılırdı. Sadrazamın bile Bostancıbaşı’na emir vermesi usulden değildir. Abdullah Ağa’nın Çengelköy’de bir yalısı bulunmaktadır. Kaptanıderya olduğu dönemde yalısının yanına asırlık çınar ağaçları altına bir camii yaptırdı. Bu camii bugün başka bir isimle anılır. Cami halen ibadete açıktır.

Camilerimizi Mahsun ve yalnız bırakmamalıyız.

Üsküdar Beylerbeyi’nde Beybostancı Sokak’ta bulunan Beylerbeyi Abdullahağa Cami, 1581 yılında III. Murat’ın bostancıbaşı Abdullah Ağa tarafından yaptırılmıştır.Cami 1832 yılında eskimesinden dolayı, II. Murat tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. 1953 yılında şiddetli ve sürekli yağmur sonucunda oluşan sel camiyi basmış ve bu sebeple caminin duvarları, döşemesi ve mihrabı zarar görmüştür. Beşir Vaner önderliğinde Beylerbeyi sakinleri, camide meydana gelen hasarı gidermişlerdir. Caminin içi 1962 yılında Beylerbeyi sakinlerinden Hacı Ömer Özuzun tarafından esaslı bir onarımdan geçmiş ve boyatılmıştır. 1966 yılında yine aynı kişi tarafından caminin dışı da esaslı bir tamirden geçirilmiştir.Caminin 2004 tarihinde meydana gelen baskında döşemesi ve halıları kaldırılmıştır. Ayrıca camide bulunan bazı tarihi eserler de zamanla kaybolmuş ve çalınmıştır. Caminin tahrip olan duvarı 2005 yılının Ramazan ayında yaptırılmış ve 2006’da da avlusuna taş döşenmiştir.Tek minareli ve tek şerefeli olan bu cami, 2014 yılında yapılan restorasyon ile tekrardan ibadete açılmıştır.