Fethiye Camii

güzel bir tarihi eser , fırsat olursanız gidin derim.

Bakımsız ve de ilgisizlik dizboyu. Sıvaları temizlense altından mozaikler mutlaka çıkacaktır. Yandaki müze kiliseyle birleştirilerek müzeye çevrilmeli. Cami de namaz kılan yok, çevrede çok sayıda camii var.

Hoş mimamisi ile dikkatleri üzerine çeken cami, içerisindeki şirin kapaklı ve kovalı su kuyusu ile diğerlerinden farklılık arz etmekte. Fethin sembollerinden olan tarihi yapı müthiş manevî atmosferi ile ziyaretçilerini bekliyor

Farklı bir cami. İçeride ne olduğunu tam anlamadığım su kuyusu gibi bir yer ile camla ayrılmış bir kemer kısmı var. Kiliseden çevrildiği bilgisi var. Belki bununla ilgilidir.

Eser olarak şahane. Ortam olarak da İstanbulun Avrupai havasından izole olmuş ilginç bir mekan. Tek sıkıntı belki, yemek yenilecek düzgün bir yer olmaması

Dün binbir zorlukla yaklaşık 10 km yürüyerek gittik ancak etrafı tamamen sarılı idi.internetden açık görülmesine rağmen yapıya gittiğimiz de içeri girmenizin yasak olduğu söylendi restorasyon varmış. inşahat alanından 2 tane fotoğraf çekip geri döndük hevesiniz kursağımızda kaldı maalesef. Yapıyı bu arada dıştan olsa da çok beğendim ancak girememek çok üzdü

Tamamlanıp bittiğinde eminim çok güzel bir yer olacak şuan namaz vakitleri açılıp kapatılıyor yanında müze çalışmaları devam ediyor

Fethiye Camii veya Teotokos Pamakaristos Manastırı (Yunanca: Θεοτόκος ἡ Παμμακάριστος, Hazreti Meryemana")

Fethiye Müzesi, İstanbul'da Fatih ilçesi'nin Çarşamba semtindedir. Doğu Roma Dönemi'nde yapılan Pammakaristos (pek çok mutlu) Manastırı'nın kilisesidir. İki binadan oluşan kilise, kentteki Latin egemenliğinin 1261'de son bulmasından sonra eski kilisenin kalıntıları üzerinde yeniden yaptırılmıştır. Kuzey kilisesi, Meryem'e adanmıştır. İmparator VIII. Mikhael Palailogos'un yeğeni Protostratos Mikhael Dukas Tarkhaniotes tarafından 1292-1294 yılları arasında yaptırılmıştır. Bir süre sonra 1315'te Mikhael Dukas'ın karısı Maria, kuzey kilisesinin sağ tarafına İsa'ya adanan küçük bir ek kilise (Parekklesion) yaptırmıştır. Mezar şapeli olan bu ek kilisede Maria ve Mikhael'in mezarları bulunmaktadır.Fetihten sonra Hristiyanların elinde kalan manastır ve kiliseye, 1455'te Havariun Kilisesi'nden çıkan Patrikhane taşınmış ve burası 1586 yılına kadar Patrikhane olarak kullanılmıştır. Sultan III. Murad Dönemi'nde (1574-1595) camiye dönüştürülen yapıya, o sırada yapılan Azerbaycan ve Gürcistan seferlerinin anısına Fethiye adı verilmiştir.Günümüzde kuzey kilise hâlen cami olarak kullanılmakta, ek kilise ise duvarları 14. yüzyılın en güzel mozaikleri ile süslü olup, 1938-1940 yıllarında onarıldıktan sonra müze olarak Ayasofya Müzesi'ne bağlı bir birim hâline getirilen müze, 2006 yılında ziyarete açılmıştır.

Hem huzurlu bir ortam hem tarih kokuyor.Gidip görülmeye değer.Tekrar Camiye dönüştürüldükten sonra ziyaret etme imkanı buldum.