Şeyh Mustafa Devati Türbesi

Şeyh Mustafa Devati Hazretlerinin Tasavvuf Yolunda Kalp Gözü İle Görülen Bazı Hallerini Anlattığı Kitabı Tuhfetu's Sufiyyin" (Sofilere Hediye) den Müşahadeler ;"Ey Hakkı Arayan Kişi ! Bir Ara Cenabı Hakkın Aşkı Beni Kaplamıştı. Hiç Bir Yerde Duramıyordum. Acaba Beytullah'a Gitsem Mi Diye Düşünüyordum.Orada Alem Bana Açıldı Ve Kabeyi Mutahhara Önüme Geldi. Altın Oluğun Altında Peygamber Efendimiz (S.A.V) Oturmuşlardı O Anda Elime Bir Kitap Verip

Üsküdar’dan Zeynep Kamil’e çıkan yolun sol tarafında ağaçlarla kapatılmış bir alanın içinde dikkat çekmeyen bir türbedir. Bahçesindeki hazirede çok zengin işlemeli mermer mezar taşı örneklerine rastlamak mümkün. Kültür Bakanlığı mezar taşlarını korumak adına kocaman numaralar yazmış. Camii girişi oldukça mütevazı bir kapı ile arka taraftan yapılmış. Bahçesindeki musalla taşı tarihi ortamla hiç uyumlu değil.

Üsküdar merkeze yürüme mesafesinde ama kıyıda köşede kaldığı için pek çok kişi tarafından fark edilmeyen önemli bir tarihi mekan. Üsküdara yolunuz düşerse uğranılacak bir yer.

Üsküdar’da merkezde olmasına rağmen çoğu kişi tarafından bilinmeyen önemli bir evliya türbesi….Az kişiye bahşedilmiş özellikleri ile ziyarete ve tanımaya değer buldum…

Aziz Mahmud-ı Hüdai hazretlerinin kamil bir tarikat haline getirdiği Celvetî tarikatının önemli isimlerinden biri olan Devati Mustafa Efendi’nin ne zaman ve nerede doğduğu hakkında bir bilgi yoktur. Ancak Üsküdar’da doğduğu ve burada gençliğini geçirdiği tahmin edilmektedir. Babasının adı Resul’durGençliğinde divit sanatıyla uğraştığı için “divitçi” anlamında kendisine “devati” lakabı verilmiştir. Mustafa Efendi’nin tasavvufŞeyh Mustafa Devati 2 yoluna girmesinde gördüğü bir rüya etkili olmuştur. Rüyasında kendisini yanar iken gören Mustafa Efendi uyandığı vakit “alemde bir mürşid-i kamil bulamadım ki benim derdime derman olsun” diye üzüldüğünü beyan etmektedir. Bu ifadeden onun uzunca bir müddet dervişlik yolunun özlemini çektiği anlaşılmaktadır. Daha sonra kendisinin elinden tutulduğu ve Resulullah Efendimiz’in imamlığında gece namazı kıldığı ve Efendimizin ona “Senin derdine derman ve ulu Mevla’ya vuslatına çare Üsküdarlı Ahmed Efendi (Muk’at) dendir” demiştir.

Kedilerin huşu içinde dolaştığı bir yer. Saçma bir herif yorum yapmış kedi dışkısı diye hiç bir kedi açığa dışkı yapmaz. Kızan zamanı işemişse de dünyayı talan ettiğimizden. Bu ne kirli fikirler. Onlar gibi yaşamaya mahkum olun

MANEVİYATI yüksek ve mubarek zatın olduğu bir yer pek bilinmiyor inşallah değerini anlar ve daha çok ziyarete gelir insanlar

Üsküdar meydana çok yakın bir konumda ana cadde üzerinde çok bilinmeyen bir türbe camii,türbe,ve tarihi mezarların olduğu bir alan türbede şeyh mustafa devati ve başka müberek kişilerin kabirleri var ziyaret edin huzur bulun.

Mustafa Devâtî’nin bilinen tek eseri Tuhfetü’s-sûfiyyîn’dir (bk. bibl.). Müellif tasavvuf yolunda nâil olduğu keşifleri ve rüyalarını anlattığı bu eserde zaman zaman hayatıyla ilgili bazı kesitlere de yer vermiştir. Eser Necdet Tosun tarafından sadeleştirilerek bir incelemeyle birlikte yayımlanmıştır (bk. bibl.). Mustafa Devâtî tasavvuf yolunda ilerlemenin kolay, ancak kemal noktasında sürekli kalmanın zor olduğunu belirtir. Vahdetin sırlarına erebilmek için halvetin şart kabul edildiğini, halk içinde Hak ile bulunmanın çok güç olduğunu düşünür. Âşıklar, zâhidler ve avam arasındaki derece farkına işaret eden Devâtî âşıkların üzüm, zâhidlerin kavun, avamın ise erik gibi sayıldığını, üzümün lezzetinin herkesçe bilinmesi gibi âşıkların da kıyamet gününde tanınacağını, kavunun lezzeti kesilmedikçe bilinemeyeceği gibi zâhidlerin de ancak ehlince bilinebileceğini, öte yandan eriğin ekşi olduğunun herkes tarafından bilindiğini söyler

Üsküdar merkezde. Maneviyat kuvvetli. Ziyaret etmenizitavsiye ederim.