Büyükada Saatli Meydan

Aşırı kalabalık vardı, restoran fiyatları doğal olarak yüksekti, belediyenin elektrikli dolmuş hizmeti ile kişibaşı 12 TL ödeyerek adayı gezebilirsiniz fakat tek kötü yanı durmadan gezmeniz

*İskeleden çıkıp hafif bir yokuşa geldiğinizde görürsünüz.*Adanın sembolü olduğu söylense de şaşalı bir görüntüsü yoktur.*Asıl meydan sahil tarafındadır ancak hem o meydan hem genel olarak ada çok bakımsız vaziyettedir.

Eski Büyükada ile alakası yok. Tüm cafe ve yemek yenilen yerlerde, Arapça pop müzik çalıyor. Eskiden gidip huzur bulduğumuz yerlerde, bağıra çağıra beyaz entarileri ile dolaşıyorlar. Kafeler, yemek yenilen yerler sadece müzik olarak değil, fiyat olarak da coşmuş.

Gerçekten bisiklet ile tur yapıp gezebileceginiz çok güzel yerler var.İstanbul un trafiğinden uzak, ferah, güzel vakit geçirip,yemek yiyip, yürüyüş yapabileceğiniz ve mutlaka gelip görmeniz gereken bir yer.

Prens adalarının en büyüğü olaan Büyükada'da bulunan Saat Kulesi için Adalıların buluşma merkezlerinden biri olduğu söylenmektedir. Büyükada'da Yerli ve Yabancı turistleri karşılayan ilk yapılar arasında bulunuyor. Büyükada İskelesi’nden inip çarşıya doğru yürüyerek tam karşımıza çıkmaktadır.Adaya gelen birçok kimse bu tarihi yapıtın önünde fotoğraf çekilmeden adadan ayrılamıyor.

Çok güzel kendine özgü bir havası var Büyükadayı çok seviyorum her gittiğimizde orada yaşamanın ne muazzam bir şey olduğunu düşünüyorum tarihi dokusu mükemmel yeşili köşkleri ile İstanbul’un gezilecek yerleri listesinde yerini alıyor. Keşke yıllar önce olduğu gibi yine faytonlar olsaydı. Bir de imkanınız varsa Büyükadaya hafta sonu değil hafta içinde gidin aşırı kalabalık bazı işletmelerde yer bulamıyorsunuz yirmibeş dakikalık ada gezisi için de yaklaşık iki saat kuyrukta bekledik. Hafta içi daha rahat oluyor.

Güzel bir yer. Çay içmek için uygun fiyatlı ultra lüx restorantlar mevcut. Tabi fakir olduğum için mahalle çaycısına gittim ve bir bardak çaya yalnızca 5 Türk Lirası vererek eve gidiş paramı harcamamış oldum. (Mahalle çaycısı da ultara lüxdü tabi)

Gezilecekler listesine eklemelisiniz.1930 yılında Karacabey mevkiindeki Rum Ortodoks mezarlığı yakınında bulunan ve Büyük İskender'in babası Makedonya kralı II. Filip'e ait altın sikkelerin bulunduğu Büyükada Definesi, adanın tarihine ilişkin en eski bulgudur. Hepsi 207 altın sikkeden ibaret olan define şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. Diğer Prens Adaları gibi Büyükada da Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Adalar, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un Fethi'nden bir ay önce alınmıştır.I. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet sonrasında Rum halkını kaybeden Büyükada’daki canlılık 1930’lara kadar büyük ölçüde kaybolmuştur. Ancak, 1940'lı yıllara doğru, Cumhuriyet dönemi devlet ileri gelenlerinin ve yüksek bürokrasinin, varlıklı kesimlerin rağbet ettiği bir sayfiye yeri olma özelliğini yeniden kazanmıştır. Büyükada, bu dönemde yeni köşklerle, özenli ve zevkli yapılarla süslenmiş, İstanbul halkının günlük gezinti yerlerinin de başında yer almıştır. Adanın kuzey-güney doğrultusuna dik olarak çıkan Dil Burnu’nun iki yanındaki Yörük Ali Plajı ve Nizam Plajı, Lunapark, Aşıklar, Viranbağ kır gazinoları, korulukları, biri iskeleden başlayıp adanın tüm çevresini dolaşan büyük tur, diğeri Araba Meydanı’ndan başlayıp Dil’den, Aşıklar Kır Gazinosu’ndan Lunapark’a oradan da Maden’e geçerek binildiği noktaya dönülen küçük tur olmak üzere araba turları, Lunapark meydanındaki süslü eşeklerle yapılan geziler Büyükada gezilerinin başlıca eğlenceleri haline gelmiştir.

Çok kalabalık ama çok güzeldi...

Bayram Tatilinde sakin olur demeyin Araplara bayram seyran fark etmiyor her yerdeler